2022’nin bir pazar günü tozlu yollardan denizi takip ederek bulduğumuz adresten içeri girdiğimizde tamamı ahşaptan yapılmış klasik tarzda masalar şezlonglar…
Tüm enerjimi toplayarak başladım güne, dağılmam yarım saati aldı. İçimdeki çocukların çocuk oyuncağına döndüm. Biri hiç durma koş diyor, yaşam…
Aradan gülden nedir bilir misiniz? Çocukken iki gruba ayrılır oyun oynardık. Bizden küçük veya zayıf olanları kimse takımına almak istemezdi.…
O gün diğer günlerden farklı değildi ta ki akşam saat sekiz buçuğa doğru çalışma odamda elimdeki kitabı okumakla okuyamamak arasında…
Ankara’ya ilk kez rahmetli Babamla gittim; o zamanki adı yeterlilik sınavı olan sınavı kazanmış ve benim atanmak üzere istenilen evrakları…
Son günlerde okuduğum bir kitapta hiç tanımadığımız ebeveynlerimizin yaşadıkları travmaların tıpa tıp nerede ise aynısını yaşadığımızın psikanaliz inceleme sonuçlarıyla örneklediğini…
O günde her günkü gibiydi aslında Cuma mahallesinin sakinleri evimizin köşesindeki dibeğin etrafında oturmuşlar içyerdeki , karasudaki, çebişlideki tarlalarının mahsüllerini…
Şimdi dışından bakıyorum dünyaya, canım yanmıyor eskisi gibi, insanları bir filmi seyreder gibi seyrediyorum, filmin sonunda herkesin evine gideceğini biliyorum.…
Şimdi tam da 53 yıl oldu doğalı; Annem haşhaş kırmaya gittiğinde doğmuşum, ” çok kolay doğdun” derdi. Beş yaşımda penceresi…
Oldum olası meraklıyımdır yeni yerler görmeye ne zaman bir kitap okusam en çok anlatılanları hayal ederken bulurum kendimi, bir keresinde…